Bu kasabada iyi giden hiç bir şey yok?
Gündemin içerisinden güzel bir gelişme, başarılı bir sonuç, keyif verici bir değerlendirme, iyi giden bir şey bulup, çıkarıp yazmak gerçekten çok zor. Hatta imkansıza yakın..
Planlanmış ve sürdürülebilir bir konu başlığı bulmanın neredeyse imkansız olduğu Bodrum’da, geçtiğimiz günlerde yayınladığım “Bitmez bu kasabanın ‘Yağma Hasan Böreği’ hikayeleri..” başlıklı yazımın devamı niteliğinde olabilecek sportif değerlendirmemle devam etmek istiyorum.
Eski bir voleybolcu ve antrenör olmanın yanında, kasabanın sportif yaşamını yakından takip eden bir gazeteci olarak..
***
Sporla ilgili son yazımın içeriğinde Bodrumspor’un önce A.Ş. sonra nasıl FK olduğu konusunda yaptığım değerlendirmeler ve eleştiriler, Bodrum Belediyesi Bodrumspor’un profesyonel olan tek şubesi futbol özelindeydi..
Yazı sonrasında gelen telefonlar ve değerlendirmeler, yaptığım kronolojik hatırlatmaların Bodrum’un spor kamuoyunda fazlasıyla karşılık bulduğunun göstergesi oldu.
Rıza Karakaya’nın 12 yıldır devam eden Bodrumspor başkanlık sürecinde; profesyonel futbol şubesinin, iş insanı Fikret Öztürk ve arkadaşlarına nasıl teslim edildiği hikayesinin yanında, analiz ve değerlendirmelerime Bodrumspor’un amatör şubeleriyle devam etmek istiyorum.
Bodrumspor tabii ki sadece futboldan ibaret değil, futbol şubesinin yanında basketbol, yüzme, satranç, karate ve wushu branşlarının şubeleri de var demek isterdim ama, ne yazık ki artık onlarda yok!
Elde kalan yelken şubesinin yanında, faaliyette olan ikinci şubede yönetim kurulu üyesi Mehmet Dağoğlu’nun iyi niyet ve sinerjisiyle 2 yıl önce kurulmasına öncülük ettiği voleybol şubesi..
Esasında voleybol şubesi de, Karakaya’nın sermayeye teslim ettiği profesyonel futbolun yerine koyduğu yeni oyuncağı..
Voleybolda da güzel insan Dağoğlu’nu sponsordan sponsora koşturup duruyor başkan Karakaya..
Belediyeyi, sponsorları kısacası kasabayı yoracak, yine hesapsız kitapsız bir kariyer planlama sürecinin aracı olacak, bir operasyon daha diyebiliriz voleybol şubesi için..
Plansız, sürdürülebilme ihtimali çok zayıf, altyapısını sağdan soldan toplamaya çalışan eksik bir girişim.
1.Lige yükselme maçlarında yenemediğimiz takımın haklarını bir buçuk milyon Lirayı bastırıp aldığımız, taşıma suyla döndürülmeye çalışılacak, yönetenlerin vizyon ve misyon eksikliklerinin net olduğu bir hovardalık.
Kısa bir süre sonra önce A.Ş. yapılıp sonrada satılan futbolun kaderini yaşayacak bir girişim dersek abartmış olmayız düşüncesindeyim.
Daha şimdiden seneye süper ligde oynarız değerlendirmeleri yapılmaya başladı başkan Karakaya tarafından..
Söylemim; Bodrumspor’un bünyesinden doğacak olan sportif girişimlerin prematüre, sakat ve ölü doğmamasını engellemek üzerinedir. Ben yaptım oldu kafasınadır. Yoksa yaşamımım 27 yılında profesyonelce yer alan çok sevdiğim voleybola kıyar mıyım?
Voleybol Bodrum’a kesinlikle lazım bir branş, ama bu şeklide değil..
Neyse diyerek konunun özüne geri dönelim.
Karakaya’nın; şubeleri satarak, kapatarak yürüttüğü “kusurlara ve liyakatsizliklere rağmen ortaya koyduğu mağdur edebiyatı ve başarılı olunduğunun söylemi” anlaşılır ve kabul edilebilir nitelikte değildir.
Yaptığım değerlendirmelerden hedefe konulmuş bir Rıza Karakaya sonucu çıkmasın. Yazdıklarım verimlilik ve performans değerlendirmesi niteliğindedir.
Ortada profesyonel futbol özelinde övgüyle bahsedilen kısmi sportif başarıların yanında, idari, mali ve amatör şubelerin yönetimi açılarından net bir başarısızlık söz konusudur.
12 Yıllık Karakaya başkanlığı döneminde elde kala kala yelken şubesi ve çiçeği burnunda voleybol ile futbolun alt yapılarıdır.
Bodrumspor’da net olarak gözlemlediğim durum; yeniden yapılanma ile kasabanın tamamını kucaklayacak yeni bir sportif vizyon ve misyonu ortaya koyacak yeni bir yönetimdir diyerek şimdilik sözü burada bırakalım.
***
Diğer taraftan Bodrum’un sportif yaşamını sadece Bodrum Belediyesi ve Bodrumspor özelinde ve çevresinde değerlendirmenin ve eleştirmenin doğru olmayacağı düşüncesindeyim.
Bu konunun birde Gençlik ve Spor Bakanlığı ile uzantıları olan müdürlükler tarafı var.
Bodrum sportif tesisleşme açısından 22 Yıldır devam eden AK Parti iktidarı döneminde Muğla’nın en fakiri olarak kalmıştır.
Yapılması konusunda birçok talihsizlik yaşanan bakanlık spor salonunun tamamlanması bile yaklaşık 7 yıl sürmüştür. Şimdilerde de sadece süper lige yükselen Çağdaş Bodrumspor‘un profesyonel basketbol takımı ve alt yapılarına hizmet verir niteliktedir.
Yani amatör spor kulüpleri ve spor okullarının kullanması mümkün olmayacak bir durum oluşmuştur.
Yaz kış ortalaması 450 Bin kişinin yaşadığı Bodrum’da, biri belediyenin diğeri bakanlığın 2 spor salonu var. Arkeolojik bir alanın üzerine kurulu olan 4 Bin 500 kişilik butik stadyumun durumu da ayrı bir sorun.
Devlet ve özel okulların spor salonları ile Bodrumspor’un iki antrenman sahası olmasa durum vahim.
Kısa bir iki veri bile kasabanın spor politikalarının yerlerde süründüğünü anlatmaya yeterli oluyor.
Devletin görmediği, yerelin hastalıklı politikaları nedeniyle yönetemediği Bodrum’un spor başlığı için en kötüsü de kimsenin durumdan rahatsız olmadığı.
***
Bodrum’un spor özelinde yazılacak çizilecek çok detay olmasına rağmen bazı başlıklara dikkat çekerek yazımı sonlandırayım.
- Bodrum Belediyesi’nin, Bodrumspor ile olan organik bağını acilen yapılacak olağanüstü bir genel kurula giderek kesmesi,
- Belediye başkanı ve meclisinin; kavram ve yetki kargaşalarının olmadığı, kasabanın tamamını kapsayan ve sürdürülebilir spor politikasını planlayıp, uygulamaya geçirmesi,
- Bodrum Belediyesi’nin “kültür ve spor komisyonu” dışarıdan spor uzmanlarıyla desteklenmesi ve kısa periyodlarla toplanarak icracı bir çalışma ortamının oluşturulması,
- Bodrum Belediyesi’nin elinde olan spor tesislerinde; profesyonel ve amatör kulüpler ile branşlar arasında adaletli bir kullanım yönteminin geliştirmesi,
gibi konular kaçamayacağımız gerçeklerdir.
Algı operasyonları ve bireysel kariyer planlamaları üzerinden yönetilen spor, dizlerinin üzerine çöktü, bilesiniz…